Kurumsal

Sıkça Sorulan Sorular

    

NE ZAMAN PSİKOLOĞA GİTMELİYİM?

Psikolojik bir rahatsızlığımızın olduğunu kabul etmek, fiziksel bir hastalığı kabul etmekten daha zordur çoğumuz için. Bu nedenle çok basit çözümlere sahip sorunlar bile hayatımızda büyüyüp içinden çıkılmaz bir hale dönüşebilir. Oysa uzmandan alacağınız çok küçük bir destekle bile hayatınız değişebilir. Bu sebeple kendinizde bu sorunlardan bir veya birden fazlasını fark ettiyseniz uzman bir psikolog desteği almanın zamanı gelmiş demektir.

1-Gerginliğinizi kontrol altına alamıyorsanız

Her insanın gergin ve sinirli hissettiği anlar olur. Bu normal sınırlar içindeyse bir sorun yok. Ancak öfkeniz size ve karşınızdaki insanlara zarar vermeye başladıysa ve kendi çabanızla kendinizi kontrol altına alamamaya başladıysanız belki de yardım almanın zamanı gelmiştir. Gerginlik ve öfke; depresyon, anksiyete gibi birçok psikolojik rahatsızlıktan kaynaklanıyor olabilir. Kendinizi daha fazla zorlamadan uzman birine derdinizi anlatıp, rahatlayabilirsiniz.

2-Durduk yere gözleriniz doluyorsa

Hayat çoğu zaman ağır ve biz başımıza gelen birçok olayı yoğunluğumuzdan dolayı es geçebiliyoruz. Ancak beynimizde açılan her dosya kapanmadan üstünden atlandığında bizim enerjimizden çalmaya devam ediyor. Bu da duygusal bir yorgunluğa neden oluyor. Eğer kendinizi sık sık ağlamaklı buluyor ve yorgun, bitkin hissediyorsanız belki de çok yorulduğunuzu kabul edip yardım istemenin vakti gelmiştir. Her şeyi kendiniz halledemezsiniz, öncelikle bunu kabul edin.

3-Uzun süredir duygusal bir çalkantı halindeyseniz

İnsan olarak zihnimizin en büyük becerisi problem çözmektir. Tüm günlük aktivitelerimiz bu yeteneğimiz sayesinde ilerler. Hatta insanlığın gelişiminin temel nedeni budur. Ancak bazen bu yeteneğimizi kaybetmiş gibi hissederiz. Bunun birçok karmaşık nedeni olabilir. Ancak en basiti depresif bir ruh halidir. Bu gibi zamanlarda sorunların içinde patinaj çekmeye başlarız ve tek başımıza problemin üstesinden gelecek kuvveti kendimizde bulamayız. Panik yapmayın ve kendinizi bir uzmanın ellerine teslim edin. Karışık kafanızı bir düzene koymak ve bir yol göstericiyle ilerlemek size çok iyi gelecektir.

4-Hayatınızda köklü değişiklikler yaşadıysanız

Ölüm, ayrılık ve hatta taşınma gibi sebepler bile psikolojimizin bozulması için yeterli nedenlerdir. Bu sebeple hayatınızda bu gibi köklü değişiklikler yaşadığınızda üzerinizde hissettiğiniz baskıyı ciddiye alın. Kendi kendinizi yiyeceğinize duygularınızı uzman birine anlatmak size çok daha iyi hissettirecektir.

5-Fobileriniz oluşmaya başladıysa

Korkular normal kabul edilen sınırlar içerisindeyse bir sorun teşkil etmezler. Tehlike arz eden her durumdan her insan korkar. Ancak genelin rahatlıkla yaptığı bir eylem sizde aşırı korku ve panik duygusuna neden oluyor ve bu nedenle bu korkuyla yüzleşmemek için bazı durumlardan kaçınmaya başladıysanız durum değişir. Fark etmeden korkularınıza karşı fobiler geliştirmiş olabilirsiniz. Bunu fark ettiğiniz anda ise yapmanız gereken tek şey bir uzmandan yardım almaktır. Sizi korkularınızla kademeli olarak yakınlaştırır ve hayat kaliteniz düşmez.

Psikolog ve Psikiyatrist Arasındaki Farklar Nelerdir?

Psikologlar ve psikiyatristler, genellikle hastanın sağlığı açısından birlikte çalıştığından dolayı, bu iki grubun iş tanımları yoğunlukla birbiri ile üst üste gelir. Zaman zaman ise halk arasında bu iki grubun meslekleri karıştırılmaktadır. Bununla birlikte, psikolog ve psikiyatrist arasındaki farklar bu kavram karmaşasının ortadan kaldırılması açısından üzerinde durulması gereken bir konudur. Söz konusu farkların belki de en önemlisi, iki mesleğin uyguladığı tedavi yöntemleri farklar olarak ifade edilebilir

Psikolog Tedavisi ve Psikiyatrist Tedavisi

Psikiyatrları psikologlardan ayıran belki de en önemli fark; psikiyatrların tıp eğitimi görmüş medikal doktorlar olmalarından dolayı ilaç yazabilmeleridir. Dolayısıyla, psikiyatristler zamanlarını çoğunlukla ilaca ihtiyaç duyan hastalarla geçirirler.

Psikologlar ise, yoğunlukla psikoterapi ve hastalara davranışsal müdahalelerde bulunarak hastaların duygusal ve ruhsal sıkıntılarını tedavi etmeye odaklanırlar. Psikologlar aynı zamanda bir kişinin ruhsal durumunun değerlendirilmesi ve en etkili tedavi yönteminin belirlenmesinde kritik rol oynayan psikolojik test uygulama konusunda da önemli bir yetkinliğe sahiptirler.

Psikoloji ve Psikiyatri Eğitimi

Psikolog ve psikiyatrist arasındaki farklardan bir diğeri ise aldıkları eğitimdir. Psikiyatrisler tıp fakültesinde eğitim görürken 6 yıllık genel tıp eğitimi alırlar. Tıp Doktoru (Dr) unvanını edindikten sonra, TUS ( Tıpta uzmanlık sınavı )’dan sonra psikiyatri alanında 4 yıllık bir uzmanlık dönemi geçirirler. Psikiyatristlerin deneyimleri genellikle farklı hasta türleri içinde hastane içinde psikiyatri biriminde çalışmayı içerir. Psikiyatristlerin ilgilendiği hastalar, davranış bozuklukları bulunan çocuklar ve ergenlerden; ciddi ruhsal hastalığa sahip yetişkinlere kadar değişkenlik gösterir.

Psikologların ise, 4-5 yıl arasında değişkenlik gösteren lisans (PhD veya PsyD) derecesi almaları gerekmektedir. Eğitimleri boyunca, psikologlar kişilik gelişimi, psikolojik sorunların tarihi ve psikolojik araştırma bilimi gibi konularda eğitim görürler. Lisansüstü eğitim ise 2 yılı kapsayıp; genellikle farklı durumlardaki ruhsal ve duygusal rahatsızlıkların nasıl çözüleceğine dair eğitim verilmesi ile psikolog olarak kariyere devam etmek açısından önemli bir hazırlık süreci olarak değerlendirilebilir.

Lisansüstü eğitim sonrasında alınan eğitim doğrultusunda uzman unvanı eklenmektedir. Özellikle klinik yüksek lisans yapılması uzman klinik psikolog unvanı alınması için şarttır. Buna ekstra olarak kişinin süpervizyon eğitimini de almış olması gerekmektedir. Tüm bu eğitimler alındığında kişi, yetkinliğini kazanıp danışan görebilir noktaya erişmektedir.

Uygulamada Psikoloji ve Psikiyatri

Psikolog ve psikiyatrist arasındaki farklar uygulamada da karşımıza çıkmaktadır. Başvuru için bir doktora göründükten sonra, bir hasta davranışsal problemleri çözmek için bir psikolog ile düzenli olarak görüşmeye başlayabilir. Söz konusu psikolog ise hastayı, ilaç yazıp ilaç kullanma sürecini izleyebilecek bir psikiyatra yönlendirebilir. Psikolog ve psikiyatristler, hastada görülen semptomlar üzerine hem davranışsal hem de klinik bir bakış açısıyla birlikte çalışabilir.

Ülkemizde sağlık sektöründe özellikle ‘ruh sağlığı’, oldukça geri planda kalmaktadır. Dolayısıyla psikoloğa gitmek çok büyük bir ihtiyaç olmasına rağmen maddi koşullardan dolayı külfet haline gelmektedir. Bu noktada bilinmesi gereken ise devlet hastanelerinden de psikolog desteği alınabileceğidir. Öncelikle psikiyatriste gidilmesi gerekmektedir. Daha sonra sizin isteğiniz veya ihtiyacınız doğrultusunda psikiyatrist, psikoloğa yönlendirme sağlayacaktır.

Özetlemek gerekirse yetkin bir psikolog olunabilmesi için 4 yıllık lisans, 2 yıllık yüksek lisans ve süpervizyon eğitimi şarttır.Elbette ki uygulama, teorideki gibi değildir. Alandan bağımsız kişilerin klinik alanda yüksek lisans yapmaları gibi bir hakları bulunmaktadır. Çünkü bunu denetleyebilen bir ‘meslek yasası’ hala çıkartılmamıştır. Bu durum aslında psikologlar için kanamakta olan bir yaradır.

Psikologa neden gidelim?

İlk adım olarak, psikologa gitmek için deli olmanız gerektiği fikrini ya da ön yargısını ortadan kaldırmalısınız. Bunu sorunlarınızı ve ıstırabınızı kontrol etmenin bir yolu olarak düşünün.Güzellik salonunda saçınızı yaptırmak ya da kırışıklıklarınız için maske yapmak ile aynı şekilde, zihninizin de bakıma ihtiyacı vardır.Profesyonel yardım istemek kolay bir şey değildir ve çoğu zaman bizde olmayan ya da ciddiye almadığımız kararlılıkta olmayı gerektirir.Başınıza gelen her şeyi her zaman kontrol edemeyeceğinizi unutmayın. Her şeyi de bilebilmemiz mümkün değildir. İşte tam olarak bunlardan dolayı terapi vardır.Bir psikolog ile seanslara başlayınca, tüm hayatınız boyunca bu seanslara devam etmeniz gerektiğini de düşünmeyin. Seanslara ne zaman devam edeceğinize ve sizi etkileyen problemleri kendi kendinize çözmeye başladığınızda seansları ne zaman bitireceğinize kendiniz karar verebilirsiniz.

Psikologa gitme nedenleri

İnsanların inandığının aksine, yardım istemek cesur ve zekicedir, korkaklık değildir.Fiziksel bir acıya (diş, sırt, vb.) dayanmakta hiçbir anlam olmadığı gibi, duygusalacıya da dayanmamalıyız.

Psikologa neden gitmeniz gerektiğini bilmiyorsanız, aşağıdaki nedenlere dikkat edin:

*Sizin için yeni bir alandır

Belki tüm gününüzü çalışarak, ev işi yaparak ya da yükümlülüklerinizi yerine getirerek geçirirsiniz.

Kendinize adamak için hiç zamanınız yoktur. Spor salonuna ya da güzellik salonuna gitmek, uyuklamak ya da uzun bir banyo yapmak, zaman eksikliği nedeniyle yasaklanmış eğlenceler haline gelmiştir.

  • O zaman seanslarınızı, kendi sorumluluğunuzu almak için hak ettiğiniz bir alan olarak kullanın. Bir masajmış gibi, ama ruh için olan bir masaj.
  • Sorunlarınızı çözmek için haftada bir saat ayırmak bencil olmak değil, kendiniz ve başkaları ile olan ilişkilerinizi geliştirmek için bir fırsattır. 

*Bu seanslar anlamanızı sağlar

Çoğu zaman duygularımız bizi kontrol altına alır ve düzgün düşünmemize ya da hareket etmemize izin vermez. Diğer zamanlarda ise, neden bazı şeyleri yaptığımızı iyice anlamayız.

Hepimizin belirli bir şekilde davranmamızı sağlayan zihinsel engelleri, deneyimleri ve özel durumları vardır.

Psikologa gitmek, örneğin, neden bu şekilde olduğumuzun nedenini ya da neden aynı şeylerin hep bizim başımıza geldiğini anlamak için bize yardımcı olabilir.

Onlarla başa çıkmak için duygularınızın “resmi” bir açıklamasına ihtiyaç duyabilirsiniz.

*Psikologlar sizi yargılamaz

Bir arkadaşınızla, eşinizle ya da bir aile üyenizle konuştuğunuzda, onların sizin hakkınızda (ya da özellikle konuyla ilgili) yanlış yargılara vardıklarını hissettiniz mi? Bunun nedeni çevrenizdeki insanların bazen taraflı olabileceği ya da ön yargıları olabileceğidir.

  • Öte yandan psikolog, problemlerinizi “aktif olarak dinlemez”, aksine kendinizi ifade etme şeklinizi, dilinizi, jestlerinizi ve tepkilerinizi analiz eder.
  • Bu şekilde, durumu değerlendirebilir ve davranışınızı nitelendirmeden size profesyonel bir bakış açısı sunabilir.

*Başka bir görüş almış olacaksınız

Terapistler, hastalarına farklı görüş, değer ya da bakış açılarını daha “nesnel” bir bakış açısıyla sunabilmek için çalışmışlardır. Yani, duygu ya da tabular olmadan en iyi arkadaşınla olabileceğin gibidir.

  • Farklı bir bakış açısıyla yaşadıklarınıza dair bir açıklama alabilirsiniz ve bu, bir dahaki sefere farklı hareket etmenize yardımcı olabilir.
  • Psikolog sizinle duygusal olarak ilgilenmez ve bu nedenle bakış açısı daha geniştir.
  • İleriye doğru hareket etmek, olumsuz davranışları değiştirmek ve kendinizle rahat olmak çok faydalı olacaktır.

*Konuşmak iyi gelecektir

Pek çok durumda, psikolog sessiz kalır ve hastanın hata ya dadurumu kendi araçlarıyla fark etmesine izin verir. Duygularınızı kelimelere dökmek bu durumda temeldir ve bu, konuşma ile elde edilir.Gözyaşlarının akmasına izin verilmesi, öfkenin yayılması ya da kaygının azalması; kişinin kendisine bağlıdır ve bu alanda ifade ettiklerimiz sadece ve sadece bizde kalır.

*Terapi sizi zorlar

Terapiye gitmek aynaya konuşmak gibidir, sadece cevap, her zaman duymak istediğimiz şey değildir. Bir terapist size sevdiklerinizle aynı şeyi söylemez ve bu ona danışmak için yeterli bir sebeptir.Size ne her zaman % 100 haklı olduğunuzu, ne de her durumda yanınızda olacağını söyler.Böylece, kendi başınıza bir çözüm bulabilirsiniz, bir travmayı çözebilir ya da bir engelin üstesinden gelebilirsiniz. İyileşmek, daha ileri gitmek ve devam etmek için kendinize meydan okuyacaksınız.

*Harekete geçmek için gerekli araçlara sahip olacaksınız

Temel olarak, bir psikolog size ne yapacağınızı söylemez, ancak size bir hedefe ulaşma yöntemlerini bulmanızda yardımcı olur.İlk adım olarak, size ne olduğunu tanımlayarak, kendinizi durumla tanıştırarak nihayetinde buna göre hareket etmenizi sağlayacaktır.Psikologa gitmek, geçmişteki bir travmanın sizi her gün rahatsız etmesine rağmen mükemmel bir fikirdir. Belki de yeterli probleminiz olduğunu düşünmüyorsunuz, ama gerçek şu ki terapi sayesinde her zaman bir insan olarak gelişebilirsiniz.